Oduncunun gözü omçada, dilencinin gözü çömçede. Kişiler iş, meslek ve
durumlarına göre kendilerine
gerekli olan şeylerin peşine düşerler; onları elde etmeye
çalışırlar.
Olacakla öleceğe çare bulunmaz. İnsanın kaderinde
ne varsa o olur, bunu değiştirmek mümkün değildir. Dünyada olup biten her şey
Yüce Allah`ın kaza ve
kaderine göre olur. Dolayısıyla ölüm de insanın iradesinin dışındadır. Eceli
gelen, günü dolan ölür; bu mutlaka olacaktır, bunun önüne
geçilemez.
Olan dört bağlar, olmayan dert
bağlar. Zengin, varlıklı kişi dilediği gibi yaşar; istediği gibi yer, içer; giyinir,
kuşanır; rahatına rahat katar. Ama yoksul kişi değil rahatına bakmak, geçimini
temin edemediği için içten içe üzülür; acı çeker.
Olsa ile bulsayı
ekmişler, hiç bitmiş (yel ile yuf bitmiş). İnsan başarılı sonuca boş
söz ve hayalle değil,
çalışarak ulaşır ancak. Bu sebeple "bu iş böyle, şu iş şöyle olsa, şu şartlar
yerine gelse" gibi sözler
sarf etmekle insanın eline bir şey geçmez. İnsan bir şey kazanmak istiyorsa
hareket etmeli, çalışıp çabalamalıdır.
Ortak (kuma) gemisi yürümüş,
elti gemisi yürümemiş. Bir erkeğin hanımları birbirleriyle iyi-kötü
anlaşabilirler, ama kardeşlerin hanımları birbirleriyle
geçinemezler.
Osmanlı`nın ayağı üzengide gerek. Bir devleti ayakta tutmak,
yüzyıllar boyu yaşatmak, sınırları genişletmek, dini yaymak o kadar kolay bir
şey değildir. Ancak atalarımız bunu becermişlerdir. Becerirken de sürekli
hareket hâlinde olmuşlar, didinip çalışmışlar, dur durak bilmemişler, bir yere
bağlanıp kalmamışlardır. Onlar bilirlerdi ki, hareketsiz kalan, tembelleşen, bir
yere bağlanıp kalan (yani ayağını üzengiden çeken) kişi, ne başarılı olabilir,
ne de dirlik ve düzenliğini sağlayabilirdi.
Otu çek, köküne
bak. Bir kişinin kimliğini, nasıl birisi olup olmadığını öğrenmek için
soyunu sopunu bilmek ve tanımak gerekir.
Otuz iki dişten çıkan, otuz
iki mahalleye yayılır. Ağızdan çıkan söz, çok çabuk duyulur; başkalarının diline düşer ve bir anda her
tarafa yayılır.
Oturduğu ahır sekisi, çağırdığı İstanbul Türküsü. Kimi kişiler
bulundukları yer ve şarta uymayan, ters düşen davranışlarda bulunur; kendilerini alay konusu
ederler.
Oynamasını bilmeyen gelin yerim dar demiş. Kimi
beceriksiz, başarısız, kendisinden bekleneni veremeyen kişiler bazı bahanelerin
arkasına saklanarak açıklarını kapatmaya
çalışırlar. |